Prof. Dr. Kenan AYDIN

Resmi Web Sayfası

Partilerin Seçim Beyannameleri

Pazarlamanın konusu başlangıçta mal ve hizmetler iken ki buna ticari pazarlama denilmektedir. Daha sonraları bu kapsam genişletilerek; hayır kurumları, eğitim kurumları ve kar amacı gütmeyen diğer kuruluşlar da pazarlamanın inceleme alanını oluşturmuştur. Bu bağlamda, siyasi partilerin liderleri, parti programları, kadroları, ürettikleri fikir ve çözümler de pazarlanmanın konusunu oluşturmaktadır. Buna da politik pazarlama denilmektedir.

12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçimler nedeniyle politik pazarlama yeniden gündemimizdedir. Kısaca; siyasi partiler toplumsal sorunlarımız için ne tür çözümler üretmişler ve ülke sorunları konusundaki fikir ve düşünceleri nelerdir. Siyasi partilerimizin bu konulardaki düşünceleri düzenlenen seçim beyannameleri ile seçmenlere duyurulmaya çalışılmaktadır. Bu sütunda seçime katılan ve seçim beyannamelerini açıklayan tüm siyasi partilerin seçim beyannamelerine yer vermek doğal olarak mümkün olamamaktadır. O nedenle seçim beyannamelerini açıklayan AKP, CHP ve MHP’nin seçim beyannamelerine yer verilecektir. Ben burada seçim beyannamelerinin içeriğine girmeyeceğim. Zaten söz konusu üç partinin seçim beyannamelerini değerlendirmek için bu sütunumuz müsait değildir.

Ayrıca, okuyucularımız da yazılarımızın uzun olduğunu söylemektedirler.

Bu nedenle; üç siyasi partimizin seçim beyannamelerinde neye vurgu yaptıklarına değinmek isterim.

AKP, Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünü esas alan bir vizyon belirleyerek Türkiye’nin sorunlarını 5 ana başlık altında ele almış ve bu konulardaki düşünce ve çözüm önerilerini ortaya koymuştur. Bu 5 ana başlık

  1. İleri demokrasi,
  2. Büyük ekonomi,
  3. Güçlü toplum,
  4. Yaşanabilir çevre ve marka şehirler,
  5. Lider ülke,

Bu 5 ana başlığın içerisinde şüphesiz en fazla tartışılacak olanı ileri demokrasidir. İleri demokrasi tartışması, hem güncel uygulamalar hem de yapılacağı söylenen anayasa üzerinden yapılacaktır. Toplumun bir kesimi güncel uygulamalardan rahatsızdır. Özellikle son dönemde bazı gazetecilerin içeri alınması ve içeridekilerin tutukluluk sürelerinin uzaması bu konuda etkendir. Diğer taraftan yapılacak anayasa, seçim barajının indirilmesini öngörmezken ülkenin birlik ve bütünlüğünün nasıl sağlanacağı konusundaki endişeleri de gidermemektedir. Bu nedenle AKP açısından bu seçim beyannamesinin en önemli yönü vaat edilen ileri demokrasi konusunda toplumsal endişelerin ortadan kaldırılması ve toplumun rahatlatılmasıdır. Bu konuda seçmenle kurulacak iletişim belirleyici olacaktır. Tartışma da bu madde üzerinden yapılacaktır. Diğer başlıklar ileri demokrasi kadar tartışılmayabilecektir.

CHP’nin seçim beyannamesinde ise ülkeye demokrasi ve özgürlüğün getirileceğine vurgu yapılarak; hazırlanacak yeni anayasa ile herkesin gurur duyacağı belirtilmektedir. Diğer taraftan, Kürt ve Alevi yurttaşların kimliklerini özgürce yaşayacaklarına değinilmekte ve seçim barajının düşürülmesi ile siyasi partiler yasasının değiştirileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, marka şehirler ve büyüme konusundaki öngörülerde AKP ile büyüme ve işsizlik konusunda ise AKP ve MHP ile benzerlikler göstermektedir.

Askerliğin 9 aya indirilmesi ve YÖK’ün kaldırılacağının vaat edilmesi de geniş kitleleri etkilemesi bakımından önemli sayılacak vaatlerdir.

MHP ise; seçim beyannamesini, partinin kuruluş tarihinden esinlenerek 41 başlık altında açıklamıştır. MHP seçim beyannamesinde milli ekonomi kavramına ağırlık vermektedir.  Bunun için, bağımsız, milli ve üreten bir ekonomi vurgusu yapılmaktadır. Bunu sağlamak için de stratejik kuruluşların özelleştirilmeyeceğini, mevcut devlet bankalarının da bu düşünceyle yeniden yapılandırılacağını, Türk dünyasının araştırma merkezinin Ankara’da kurulacağını, enerji ve finansal piyasalarda da bu hususun dikkate alınacağı vurgulanmaktadır. Nükleer enerjiye açıkça olumlu bakılırken; işsizliğin azaltılması ve yüzde 7 oranındaki yıllık kalkınma hızı da ekonomik öngörülerin esasını oluşturmaktadır.

MHP’nin seçim beyannamesinde milli ve üniter devleti esas alan bir anayasa önerilmektedir. Tüm temel hak ve özgürlüklerin bu bağlamda sağlanması gerektiği vurgulanmaktadır.

Söz konusu üç partinin seçim beyannamelerine bakıldığında; 12 Haziran 2011 seçimleri için temel tartışma konusunun yeni anayasa hazırlanması olacağı açıktır.  Hazırlanacak anayasa konusunda AKP ve CHP’nin aksine MHP’nin Türkiye’nin bütünlüğünün tehdit edileceği tezini savunacağı anlaşılmaktadır.

Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve herkesin bu benim anayasam ya da büyük bir çoğunluğun kabul edebileceği bir anayasa hazırlamak çok önemlidir. Burada sonuç almak seçmeni ikna etmeye bağlı olacaktır. İşte bu noktada da siyasal iletişim çok önemli olacaktır.

Saygılarımla,

Bir yanıt yazın